4 Mayıs 2009 gecesi Mardin'in Mazıdağı İlçesi'ne bağlı Bilge Köyü'nde maskeli saldırganlar bir nişan evine girerek 44 kişiyi kadın, çocuk demeden katletti. Çok geçmeden saldırıyı yapanların düğün sahipleriyle aralarında husumet bulunan düğün sahiplerinin akrabaları olduğu anlaşıldı ve gözaltına alınan 10 kişiden 8'i tutuklanarak cezaevine sevkedildi.
Bu iğrenç ve insanlık dışı katliam, 1990'lı yıllarda pkk'nın yaptığı toplu katliamları hatırlattı bir an için. Saldırıyı yapanlar da bunun bir terör saldırısı olarak düşünülmesi için kadın ve çocuk dahil kimseyi canlı bırakmak istemediklerini itiraf etmişler zaten.
Bu olay, Kürt halkının hala 19. yüzyıla kadar bu topraklarda hüküm sürmüş olan feodalitenin izlerinden kurtulamadığını gösterdi bize. Sebebi her ne olursa olsun.. Milletimizin bir kısmı hala silahların gölgesi altında yaşıyor. Özellikle yapı itibariyle aşiretlere ayrılan Kürt halkı'nın, Cumhuriyet'in ilan edilmesinden yaklaşık 1 asır geçmesine rağmen hala aşiretlerin baskıcı ve töreye dayanan uygulamalarından kurtarılamamış olması bu katliamın gerçekleşmesinde pay sahibi olan bir başka etken. Hatta bana en önemlisi gibi geliyor.
Tüm Türkiye'yi ve dünyayı şoke eden bu katliamı açıklamakta, sosyoloji biliminin de zorluk çektiğini görebiliriz.
Bu olay, ülkemizin genel sorunları arasında pek yer almayan "feodalite ve töre sorunu"nun özel ilgiye muhtaç olduğunu göstermiştir bize. Artık ülkemizin 50 yıllık hedefleri arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan Kürtlerin tamamının çağdaş eğitime kazandırılması da yer almalıdır. Verilecek nitelikli eğitimle Kürt halkı, aşiretlerin ve feodalitenin acımasız çarkından uzun vadede kurtarılabilir. Yeter ki bu yönde bilinç oluşturulsun ve kişi özgür olduğunu ve bir hukuk devletinde yaşadığını bilsin. Terör'ün ve bu tür olayların olmadığı bir Türkiye hayal değil. Yeter ki Türkiye'nin ilk kurulduğu yıllardaki coşkuyu ve azmi yakalayalım.
7 Mayıs 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder